Canlı yayınlanan TRT Radyo-1 Günebakan Program için hazırladığım notlar.
Notları olası konu başlıkları üzerinden üretilmiştir. Konuşmanın amacı benzer olsa da sesli içerik doğrudan notları okumadığım için farklı olabilir. 30 Mayıs 2024
1) Kendinizi tanıtabilir misiniz?
Benim adım Kurtuluş Atasever, doktoramı deprem mühendisliği üzerine yaptım. Bir süre Tokyo’da prof.dr. Oğuz Cem Çelik ve prof. dr. Toru Takeuchi danışmanlığında deneysel çalışmalar yaptım ve kendinden merkezlenen sismik sönümleyiciler geliştirdim. Amacımız büyük bir deprem sonrası binaların hiç hasar almadan çalışmaya devam etmesiydi. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Bölümü Yapı Mühendisliği Bilim Dalı'nda akademisyenim ve aynı zamanda Binamod’un kurucusuyum.
2) Binamod’u fikir aşamasından başlayarak nasıl geliştirdiğinizi, hangi hizmetlerin sunulduğu ve nasıl uygulandığı konusunda ayrıntılar verebilir misiniz?
Biliyorsunuz deprem, ara ara gündem olan ancak etkisi kısa zamanda yiten bir konu. Bunu anlamak mümkün çünkü sorun o kadar büyük ki, çoğu insan için elden konuşmaktan fazla birşey gelmiyor. Yalnızca İstanbul’da bile yarım milyondan fazla binanın incelenmesi ve pek muhtemelen deprem performanslarının iyileştirilmesi gerekiyor. Ancak yalnızca veri toplamanın bile on yıllarca sürmesi bekleniyor.
Binamod aslında deprem konusunun çözümünün çok uzun süreceğini bilerek bu konuda bütüncül bir çözüm olmak amacıyla tasarlanmış bir projedir. Tübitak tarafından destek aldık ve kurulduk. Binalardan adım adım bilgi toplayan ve her adımda depremle ilgili kullanıcıya bilgi veren bir mobil uygulama geliştirdik.
Uygulamanın temel amacı onu yükleyen kullanıcıları depreme hazırlamaktır. Önümüzdeki ay çıkacak yeni güncelleme ile birlikte; Kullanıcılar işyerlerinin, çocuklarının okulunun veya kalacakları otelin deprem performansı hakkında istek yapabilecekler.
Bununla birlikte ailesi ve arkadaşlarının binaları ile ilgili deprem bildirimi alıp, deprem sonrası hasar değerlendirme isteği gönderebilecek. Bu arada kullanıcılara, deprem bildirimi yapıp, eğer binanın hasar görme olasılığı varsa onlara iyi olup olmadıklarını soruyoruz. Verdikleri cevabı da arkadaşlarına gönderiyoruz.
Önümüzdeki hafta içerisinde uygulamanın ikinci sürümünü yayınlamış olacağız.
Bugüne kadar uygulamaya ise 10 bine yakın bireysel kullanıcı kayıt oldu ve bunlara deprem bildirimi gönderiyoruz. 500 kadar bireysel kullanıcı için bina risk önceliklendirme hizmeti sağladık.
Bununla birlikte kurumsal firmalar için Türkiyenin bir çok yerinde, 100 den fazla bina için risk önceliklendirme ve kapsamlı veri toplama hizmeti verdi Bizim hesaplarımız bugüne kadar 5000’e yakın kişinin can güvenliği riskinin azaltılması sürecine katkı sağladık.
Uygulama ile veri toplama sistemini standartize ederken, deprem performansı iyi olan binaların da görünür olmasını amaçlıyoruz. Bunu bir emlak değerleme kriteri yapmak istiyoruz.
3) Binalarla ilgili hangi bilgileri topluyorsunuz?
İlk olarak aldığımız veri bina konumu, bu kullanıcıya bölgedeki deprem tehlikesini, geçmiş depremleri, yakın fayları ve can kayıplarını sunuyor.
Sonraki aşamada bina fotoğrafları, yaşı ve kat sayısını istiyoruz. Böylece yapısal düzensizlikler ve beklenen deprem ivmesi ile binanın ne kadar önce incelenmesi gerektiğini veri tabanındaki binalarla karşılaştırarak hesaplıyoruz.
Bir sonraki aşamada bir uzman binanın kritik katından geometrik özellikleri ve malzeme bilgisi alıyor, ve yaklaşık bir deprem performansı belirleniyor.
En son aşamada ise artık tüm bina için geometrik, zemin ve malzeme özellikleri elde ediliyor.
Bilgi düzeyi arttıkça verilen sonucun kesinliği de artıyor.
Biz ayrıca 3D fotoğraflama ve lidar ile sistematik ve hızlı bir şekilde topladığımız bir veriyi gelecek kullanım için saklıyoruz.
4) Deprem risk önceliklendirmesi nasıl yapılır?
Deprem risk önceliklendirmesi aslında ülkemizin en ihtiyaç duyduğu konulardan birisidir.
Kamu açısından baktığımızda güncel yönetmeliklere uymayan binaları aynı anda güçlendirmek hem zaman hem de ekonomik olarak mümkün değildir.
Özel sektörde ise yüzlerce şubesi olan şirketler taşınma ve satın alma kararı verirken bu işlemleri yıllara yaymak zorundadır.
Risk önceliklendirmesinin temel amacı şudur.
İlk olarak depremde can güvenliğine yol açacak binaların bulunması amaçlanır.
Bu binaları bulmak iyi olan binaları bulmaktan daha kolaydır. Örneğin kötü betonu gözle ayırt etmek mümkündür ama iyi olduğunu söylemek için test yapmak gerekir. Bu nedenle, tüm binanın verisine ihtiyaç duymadan hızlı değerlendirme yöntemleri ile en riskli binalar bulunur.
Bu binalara acil müdehale edilmesi gerekir. Diğer binalar ise, basitçe anlatmak gerekirse, binanın olduğu konumda gerçekleşmesi beklenen deprem ve binanın bu depremi karşılama yüzdesine göre bir sıralama yapılır. Bu sıralamaya göre alınacak aksiyonlar belirlenir.
5) Hasar değerlendirmesi nasıl yapılır?
Hasar tespitin temel amacı, oluşan depremin, binanızın depremden önceki performansını azaltıp azaltmadığına bakmaktır.
Yani az hasarlı bir binada, binanızın deprem performansı oluşan depremden önceki performansına yakındır. Bu şu demektir, bu deprem, binanızın deprem performansını neredeyse değiştirmemiştir.
Daha da açık olmak gerekirse depremden önceki hafta binanızın performansı ile bugünkü deprem performansı benzerdir.
Burada kritik olan nokta şudur.
Hasar tespiti ile sadece, oluşan depremde binanın ne kadar performans kaybettiği ortaya konur. Binanız az hasarlı veya hasarsız bile olsa gelecek depremde beklenen deprem performansı ile ilgili kesin bir bilgi vermez. Bunun için kapsamlı analizlerin yapılması gerekmektedir.
Ağır hasarlı ise, bina, depremden önceki kapasitesini büyük oranda kaybetmiştir. Çoğunlukla yeniden yapılması önerilir.
Hasar değerlendirme basit görünse de arkasında akademik bir altyapı vardır. Deprem hasarı yapısal elemanlardaki çatlak genişliklerine bakılarak yapılır. Dünyada ve ülkemizde kullanılan yöntemler benzerdir.
Çatlak genişliğine göre, yapısal elemanın, hasar düzeyi belirlenir. Örneğin kılcal çatlaklar çok önemli değilken, betonda kabuk atması, o elemanın taşıma kapasitesinin azaldığını göstermektedir. Hasar tipi ve eleman sayısına bakarak binanın hasar durumu ortaya konur.
Hasar tespitte, kritik olan diğer bir konu da yapısal olmayan elemanlarda görülen görece önemsiz hasarlar nedeniyle kullanıcılarda oluşan panik. Kahramanmaraş depremleri sonrası hasarsız bir site taşıyıcı olmayan duvar, perde sanılarak boşaltılmış. Bu 2000 den fazla kişi için geçici barınma ihtiyacı demektir. 2019 Marmara depreminde de gittiğimiz birçok binada, deprem değil de korozyon nedeniyle oluşan hasarlar karşımıza çıktı. Özellikle küçük depremlerde sıkça yaşanılan bir durum.
Binamod uygulamasına bunun için bir modül koyduk. Fotoğraf üzerinden hasar tespit yaparak yapısal olmayan hasarı tespit ederek paniği ve geçici barınma ihtiyacını azaltmayı amaçlıyoruz. Şimdilik uzmanlar tarafından incelense de yapay zeka modülüne entegre etme konusunda çalışıyoruz.
6) Güçlendirme hangi yollarla yapılır?
Güçlendirme binaların deprem performansını arttırmak demektir. Bizim sıradan binalar için beklediğimiz deprem performansı ise bina hasar alsın ancak can kaybı olmasındır. Yani eğer özel bir tasarım yoksa yeni binaların da depremde hasar alması beklenir, ama can kaybı kabul edilemezdir. Bu nedenle güçlendirmede birkaç ana yaklaşım vardır.
Birincisi, binanın hasar alma kapasitesinin arttırılması yani biz binamızın yıkılmasını istemiyoruz. Ama depremden de bir enerji transferi olacak. Binanın yıkılmadan önce olabildiğince hasar alıp enerji tüketmesini sağlaya çalışıyoruz. Bunun için kolon ve kirişler sargılanarak enerji tüketme kapasiteleri arttırılır. Binanın hasar alma kapasitesinin arttırılması en hayati konudur.
İkincisi, binanın dayanımını arttırmak, burada da mevcut eleman boyutları arttırılarak veya yeni perdeler eklenerek binanın dayanımı arttırılır. Böylece deprem de daha düşük yerdeğiştirme yapması amaçlanır.
Üçüncü olarak, akademik ve şirket olarak yoğunlaştığımız konu ise, binaya gelen deprem kuvvetini azaltma yaklaşımıdır. Yani sismik izolasyon ve/veya sönümleyicilerle mevcut yapısal elemanlara gelen kuvvetleri azaltmaktır.
Bunlardan birkaçı birlikte kullanılarak güçlendirme yapılır.
7) Nasıl afet yönetimi senaryoları geliştiriyorsunuz?
Önümüzdeki günlerde binamod uygulamasının yeni versiyonu ile birlikte, kullanıcılar aile üyelerini veya arkadaşlarını ekleyebilecekler.
Yazdığımız algoritma ile depremden sonra kullanıcılara iyi olup olmadıklarını soruyoruz ve bu cevabı arkadaşlarına iletiyoruz. Deprem sonrası hızlı bir şekilde iletişim kurabilecekler.
Bu hizmeti aynı zamanda büyük kurumların çalışanlarının deprem sonrası durumlarını hızlı bir şekilde almalarını sağlamak için de geliştirdik.
Bununla birlikte kullanıcılara deprem sonrası hızlı hasar tespit imkanı da sunuyoruz. Böylece paniği azaltıp, eğer bir sorun yoksa hemen evlerine dönmelerini sağlamak istiyoruz.
Burada aslında öncelikle riski azaltmak üzerine çalışıyoruz.
Yani depremde can güvenliğini sağlamayan bir binada oturan, çalışan, okula giden bir kullanıcı için afet yönetimi çok mümkün değil.
Bu nedenle ilk adımda binanın iyileştirilmesi gerekiyor.
Sonraki süreçte depremi kullanıcıya sürekli hatırlatmak için bildirimler gönderip, onları depreme hazırlıyoruz. Deprem sonrası buluşma noktasının belirlenmesi, konut/doğal afet sigortasının yaptırılması, afet çantasının hazırlanması konularının, uygulama üzerinden sağlanmasına da ayrıca çalışıyoruz.
8) 6 Şubat’dan sonra deprem bölgesini gözlemleme imkanınız olduysa bu konudaki değerlendirmelerinizi kısaca söyleyebilir misiniz?
Biz 9 Şubat’ta prof. dr. Alper İlki hocamız ve kalabalık bir teknik grup ile birlikte sahadaydık. Çoğunlukla kamu binalarını inceledik. Sonrasında çoğunluğu Japonya’dan uluslararası ekiplerle birlikte Türk ve Japon hasar değerlendirme yöntemlerini karşılaştırdık. Bölgenin büyük çoğunluğunu görme fırsatımız oldu. Aslında bina bazında söylenecek yeni birşey yok, 99 depremleri sonrası yazılan raporlarda yapılan tespitlerle epey benzer. Burada biz hasar verisini toplama üzerine yoğunlaştık ve test etme imkanı bulduk. Ayrıca, 17 binden fazla bina için yaptığımız çalışmada, doğru bir önceliklendirme yapılırsa, deprem öncesi can güvenliğini sağlamak için yapılan 1 birimlik harcamanın, deprem sonrası 6-7 birimlik fayda sağlacağını ortaya söylemek mümkündür. Burada gerçekleşen zararın milyar dolar mertebesinde olduğu düşünülürse nasıl bir fayda sağlayacağını öngörmek mümkün oluyor.
9) Marmara’da beklenen depremle ilgili olarak önerileriniz nedir?
Aslında İstanbul’daki sorun epey büyük, 2019 Silivri Açıklarında gerçekleşen depremde ağır hasar alan bir binayı ziyaret etmiştim. Bina Merkezüssünden 50 km uzaktaydı. Aslında o depremde binanın hasar almaması lazımdı. Çünkü ivmeler epey düşüktü. Ama ağır hasar aldı, demek ki bırakın depremi İstanbul’da zor ayakta duran binalar var.
Kamu açısından bakarsak,
Önerim şu olur, 2000 öncesi tüm binaların hızlı taranması ve risk önceliklendirmesi yapılması gerekir. İyi binalara A sınıfı kötülere E sınıfı dersek, amacın ilk 10 yıl içerisinde E sınıfında bina kalmamasını sağlamak olması gerekir. Çünkü yukarıda bahsettiğim can kaybı ve finansal kayıplar daha çok en riskli sınıftaki binalarda gerçekleşiyor. Mevcut yönetmeliklerde binanın performansının çok iyi olmasını amaçlıyor. Ancak sayısı fazla olan bu çok kötü binaları aniden çok iyi yapmaya çalışmak için pek zaman yok ve belki gerek de yok. Ama bunları kademe kademe iyileştirmemiz gerektiği de ortada.
Özel sektör açısından bakarsak ki aslında binamod’la bunu yapmaya çalışyoruz.
Binaların deprem performansı siyah ya da beyaz değil. Bugün yapılan iki yeni binanın deprem performansı farklı tasarlanabilir. Herkes imkanı olsa depremde hiç hasar almayacak konutlarda yaşamak ister. Çocuklarını böyle binalarda okutmak ister. Bu aslında Türkiye’de bugün teknik olarak mümkün ve bu konuda hassas davranan kurumlar var.
Bizim amacımız deprem performansı iyi olan, konutları, okulları, şirketleri belirlemek. Böylece bireysel kullanıcılar sıkça bulunacakları ortamı seçerken deprem konusunda yatırım yapan kurumları tercih etmesini sağlamak. İyi binaların görünür olması ile birlikte, uzun vadede çözüme ulaşılacağını düşünüyorum.
Comentários